Esansiyel Tremor, istem dışı bir şekilde kontrol edilemeyen titremedir. Her yaşta görülebilen Esansiyel Tremor en yaygın hareket bozukluğu hastalığıdır.
Tremor kelime anlamı olarak titreme anlamına gelir. Birçok farklı nedene ve hastalığa bağlı olarak titreme görülür. Tiroid bezinin çok çalışması da Parkinson hastalığı da titremeye sebep olabilir. Ancak en sık görüleni Esansiyel Tremor’dur. Sebebi bilinmeyen titreme olan Esansiyel Tremor, 60 yaşındaki her 5 kişiden birinde görülür.
Esansiyel Tremor genellikle elde ve başta titreme şeklinde kendini gösterir. Bunun dışında çenede, seste ve bütün vücutta da görülebilir. Parkinson hastalığında da elde titreme sıkılıkla karşılaşılan bir durum olduğu için Esansiyel Tremor, Parkinson hastalığı ile karıştırabilir. Parkinson hastalığı da hasta dinlenme halindeyken de ellerde titreme görülür. Esansiyel Tremorda ise hasta iş yaparken elleri titrer. Titremenin sebebine ilişkin kesin tanı muayene bulguları ile konur. Bir kişide Esansiyel Tremor görülmesi ileride Parkinson hastası olacağı anlamanı taşımaz. İkisinin ayrı klinik tabloları olduğu unutulmamalıdır.
Esansiyel Tremor her yaşta görülebilen bir hastalıktır. 20 yaşında bir hastada bile tremor olabilir. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar. Öyle ki 65 yaş üzerinde her 5 kişiden birinde rastlanır. Esansiyel Tremor’un sebebi bilinmese de genetik geçişin büyük etkisi vardır. Bu hastalığa sahip kişilerin büyük çoğunluğunda hastalık hikayelerinde aile büyüklerinde de tremor olduğu görülmektedir.
Yaşam kalitesini bozması, sosyal ortamlarda rahatsız etmesi sebebiyle özellikle gençlerde hızlıca tedavi edilmesi gerekir. Hastalığın kesin tanısı hasta hikayesi ve klinik muayene ile konur. MR da tetkik yöntemlerinden biridir. Ancak muayene bulguları teşhis açısından çok önemlidir.
Esansiyel Tremor’un tedavisinde öncelikle ilaç tedavisi uygulanır. Hasta ilaç tedavisinden yanıt alamadığında ya da hastalık belirtileri şiddetlendiğinde cerrahi yöntemlere başvurulur. İki farklı cerrahi metot vardır:
Titremeye sebep olan sinir sinyallerini engellemek için ince bir elektrik kablosu yerleştirilir. Elektrik kablosunun ucu da göğüste bulunan bir pile bağlanır. Göğüs ön duvarında, cildin altında yer alan bu pil, çekirdeğe sürekli elektrik akımı vererek çekirdeğin fonksiyonlarını değiştirir.
Titremeyi durdurmak, kontrol dışı hareketleri engellemek için beyinde bu bozukluklara neden olan zincirin içindeki çekirdek belirlenir. Daha sonra küçük ve ince bir elektrotla belirlenen bölgeye ulaşılır ve elektrik enerjisi ile yakılır.
Hem beyin pili ile tedavinin hem de iğne ile yakma tedavisinin avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Uygulanacak yöntem hastanın yaşı ve hastalığın şiddetine göre belirlenir.
Yakarak tahrip etme işleminin en büyük avantajı, bir elektrotla girip önceden belirlenmiş bölgenin yakılması ve elektrotlar çıktıktan sonra işlemin tamamen bitirilmesidir. Ancak yakma işlemi sırasında yapılanlar kalıcı olduğu için aynı yere girme seçeneği kısıtlıdır. Bu sebeple genç hastalarda yakma işlemi çok tercih edilmez. Ayrıca hastanın iki taraflı tremoru varsa daha çok beyin pilini tercih edilir. Çünkü her iki tarafın yakılması hastada yürüme zorluğu, ses düzeyinde düşüklük gibi sorunlar yaratabilir.
Beyin pili takılan hastada bir yıl sonra titremeler tekrar başlarsa pil üzerinde gerekli ayarlamalar yapılır. Elektrik enerjisini biraz daha artırarak titremeleri durdurmak mümkündür. Bu işlemin en büyük avantajı da budur. Pilin enfekte olma riski ve belirli aralıklarla değiştirilme gerekliliği dezavantajlarındandır.